Kadının Evlenmeden Önceki Kızlık Soyadını Kullanması

Kadının Evlenmeden Önceki Kızlık Soyadını Kullanması

Türk Medeni Kanunu (TMK) madde 187 uyarınca kadın, evlenmekle kocasının soyadını alır. Ancak kadın evlendirme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı başvuru ile kocasının soyadının yanında kendi soyadını da kullanabilir. TMK ’da yer alan bu hüküm sebebiyle kadının bekârlık, halk arasındaki söyleyiş ile kızlık, soyadını kocasının soyadı olmaksızın kullanması mahkemelerce kabul edilmemekteydi. 30 Eylül 2015 tarihinden önce, evlenen kadın, sadece Anayasa Mahkemesi’ne başvuruda bulunması halinde kocasının soyadını kullanmaksızın yalnızca kendi soyadını kullanabilmekteydi. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun ayrımcılık yasağını gözeterek 30 Eylül 2015 tarihinde vermiş olduğu karar ile evli kadının sadece bekârlık soyadını kullanabilmesinin yolu açılmıştır. Bu karar ile birlikte, sadece kendi soyadını kullanmak isteyen kadın, Aile Mahkemesine başvuruda bulunarak kocasının soyadını kullanmaksızın sadece kendi soyadını kullanma imkânına sahip olacaktır.

Kadının medeni durumu ile birlikte soyadının değişmesi uygulamada pek çok sorun ve karışıklığa sebep olmaktadır. Örneğin, kadın evlendiğinde veya boşandığında kimliğini, ehliyetini, pasaportunu değiştirmek zorunda kalmaktadır. Doğumla kazandığı soyadını kural olarak ölene kadar taşıyan erkek karşısında kadının sürekli soyadını değiştirmek zorunda kalması eşitlik ilkesine aykırılık teşkil etmektedir.

1. Kadının Soyadı Sorunu

Her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı için hak olmasının yanı sıra zorunluluk ve yükümlülükleri de beraberinde getiren soyadı kullanımı, günümüzde kanunlarca koruma altındadır. Bu kanunlara göre, erkek birey evlat edinme yahut mahkemece haklı bir nedene dayanarak değiştirilmesine karar verilmesi halleri dışında ailesine ait soyadını doğduğu andan itibaren taşır. Asıl karmaşa kadının soyadı meselesinde ortaya çıkmaktadır. Vazgeçilemeyen, devredilemeyen, feragat edilemeyen ve kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hak olan soyadı, kadın söz konusu olduğunda farklı ihtimaller dâhilinde bir takım değişikliklere uğramaktadır.

1.1. Evlenmeden Önce Kadının Soyadı

Kadın evlenmezse, doğum ile kazandığı babasının soyadını ölünceye kadar taşıyabilir.

Evli olmayan kadın, haklı nedene dayanması halinde soyadını mahkeme kararı ile değiştirebilir. Haklı nedenin varlığı halinde soyadının mahkeme kararı ile değiştirilmesi erkek veya kadın fark etmeksizin mümkündür. Soyadının gülünç ya da ahlaka aykırı olması haklı sebep olarak değerlendirilebilir.

Evlenmeden kadının soyadının değişebileceği bir diğer hal ise kadının evlat edinilmesidir. Evlat edinilme hali de erkek veya kadın fark etmeksizin soyadının değişeceği hallerdendir.

1.2. Evlendikten Sonra Kadının Soyadı

Kadın evlenirse ve hiçbir girişimde bulunmazsa isminin devamında yalnızca kocasının soyadını kullanmaya başlar.

Türk Medeni Kanunu madde 187:

“Kadın, evlenmekle kocasının soyadını alır; ancak evlendirme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuruyla kocasının soyadı önünde önceki soyadını da kullanabilir. Daha önce iki soyadı kullanan kadın, bu haktan sadece bir soyadı için yararlanabilir.”

TMK’ da açıkça düzenlendiği üzere kadın, evlendirme memuruna ya da nüfus idaresine herhangi bir başvuruda bulunmazsa evlenmekle soyadı değişir. Her ne kadar 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu, kadın ve erkek arasında eşitliği tesis etmeye yönelik adımlar atmış olsa da, 187. madde eşitliğin sağlanamadığının göstergesidir. Zira evlenme ile kocanın soyadı değişmeyip, aile soyadı olmakta buna karşın kadının soyadı değişmektedir. Örneğin Tansu Çiller’in eşi Özer Çiller’in soyadı evlenme ile değil; evlenmeden önce alınan mahkeme kararıyla değişmiştir. Çünkü Türk Medeni Kanunu erkeğe evlenme ile karısının soyadını alma zorunluluğu yüklememektedir.

TMK madde 187’nin kadına tanımış olduğu tek imkân eşinin soyadı ile birlikte kendi soyadını da kullanabilmesidir. Kadın, evlilik işlemleri sırasında yahut nikâhtan sonra nüfus müdürlüğüne yapacağı başvuru ile bekârlık soyadını muhafaza edebilir. Bu durumda sıralama isim, kendi soyadı ve kocanın soyadı şeklinde olmaktadır. Görüleceği üzere TMK evlenen kadına münhasıran kendi soyadını kullanma imkânı tanıyan bir düzenleme içermemektedir.

1.3. Boşanma/Ölüm Halinde Kadının Soyadı

Kadın boşanırsa ve hiçbir başvuruda bulunmazsa, doğumla babasından kazandığı soyada geri döner.

TMK madde 173/1:

Boşanma hâlinde kadın, evlenme ile kazandığı kişisel durumunu korur; ancak, evlenmeden önceki soyadını yeniden alır. Eğer kadın evlenmeden önce dul idiyse hâkimden bekârlık soyadını taşımasına izin verilmesini isteyebilir.”

Kadın boşanırsa, kocasının soyadını kullanmakta bir menfaatinin olduğunu ve bu durumun kocaya zarar vermeyeceğini ispat etmesi halinde kocasının soyadını boşanmış olmasına rağmen kullanmaya devam edebilir. Boşandığı kocasının soyadını kullanmak isteyen kadın, buna ilişkin başvuruyu boşanma davası ile birlikte yahut boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren bir yıl içinde yapmalıdır.

TMK madde 173/2:

“Kadının, boşandığı kocasının soyadını kullanmakta menfaati bulunduğu ve bunun kocaya bir zarar vermeyeceği ispatlanırsa, istemi üzerine hâkim, kocasının soyadını taşımasına izin verir.”

Kadın TMK madde 173/2’deki şartların varlığı halinde boşandığı kocasının soyadını kendi soyadının önünde kullanmaya devam edebilir. Nitekim birçoğumuzun bildiği üzere, Sezen Yıldırım, evlenmeyle kullanmaya başladığı Aksu soyadıyla tanınmış ve boşanmadan sonra da kocasının soyadını kullanmaya devam ederek Sezen Aksu olarak hafızalara kazınmıştır.

Kendi soyadını ve boşandığı kocasının soyadını birlikte kullanan kadının tekrar evlenmesi halinde yeni kocasının soyadını tek başına kullanabilir. Ancak bununla birlikte, önceki iki soyadından birini seçmek ve yeni kocasının soyadından önce kullanmak şartıyla iki soyada sahip olabilir.

TMK madde 173/3:

“Koca, koşulların değişmesi hâlinde bu iznin kaldırılmasını isteyebilir.”

Kadının boşanmadan sonra kocasının soyadını kullanmaya devam etmesi durumunda, eski koca, zarar gördüğü ve menfaatinin etkilendiği gerekçesiyle mahkemeye başvurabilir. Bu gerekçelerin mahkemece haklı bulunması halinde kadının kocasının soyadını kullanması engellenir ve eski soyadına geri döner.

2. Kızlık Soyadının Tek Başına Kullanılması

Görüldüğü üzere kadının soyadı medeni durumuna göre değişmekte olup, bu değişikliklerin pratikte pek çok soruna sebep olacağı açıktır. Örneğin kadın medeni durumu değiştikçe pasaport, kimlik, ehliyet gibi hayati öneme sahip belgeleri değiştirmek zorunda kalmakta bunun için zaman ve para harcamaktadır. Bunların yanı sıra evli olduğu süre boyunca yazmış olduğu tezler, elde etmiş olduğu başarılar boşandığı kocasının soyadı ile anılmaktadır. Bu sebeplerle her ne kadar TMK evli kadının, evlenmeden önceki soyadını tek başına kullanmasına izin vermiyor olsa da yargı kararları ile bu husus aşılmıştır. İlk derece ve istinaf mercileri tarafından kadının yalnızca kızlık soyadını kullanmasına ilişkin taleplerin kabulü 30 Eylül 2015 tarihinde Yargıtay tarafından verilen karar ile mümkün olmuştur.

30 Eylül 2015 tarihinden önce, mahkemelere yapılan kızlık soyadının tek başına kullanılması yönündeki tüm başvurular reddedilerek, “evli kadının sadece bekârlık soyadını kullanamayacağı” şeklinde kararlar verilmekteydi. Ancak, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun vermiş olduğu, sürpriz kararla birlikte, evli kadınların aile mahkemelerine dava açarak kendi soyadlarını kullanabilmesinin yolu açılmış oldu. Daha önce mahkemeler onay verse bile Yargıtay, Medeni Kanun’u gerekçe göstererek evli kadınların sadecebekârlık soyadlarını kullanmalarına onay vermiyordu.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2014/2-889 Esas, 2015/2011 Karar, 30.09.2015 Tarihli Kararında:

“…Somut olayda davacının iddiası, evli erkeklerin evlenmeden önceki soyadlarını kullanabilmelerine karşın evli kadınların evlendikten sonra yalnızca kızlık soyadlarını kullanamamaları hakkındadır. Bu durumun, benzer konumdaki kişiler arasında cinsiyete dayalı “farklı muamele” teşkil ettiği şüphesizdir. Hemen ifade edilmelidir ki farklı muameleyi haklı çıkartacak ikna edici gerekçeler gösterilmediği müddetçe 14. maddenin ilkesel olarak, erkek ve kadına eşit şekilde uygulanmasını zorunludur.

Hukuk Genel Kurulunca, kızlık soy isminin kullanılmasının aile birliğinin sağlanmasında olumsuz etkisi olacağı savunmasına karşı, aile birliğinin sağlanmasında ortak bir soyadın kullanılmasının etkisinin bulunmadığı kabul edilmiş, ortak soyadın bu konuya geleneksel yaklaşım dışında bir katkısının bulunmadığı ortak bir aile ismi ile aile birliğinin yansıtılmaması halinde, evli çiftlerin ve/veya üçüncü tarafların somut ya da önemli bir sorun ile karşılaşmayacağı, nüfus hizmetlerinin yürütülmesinde çıkabilecek bir takım aksaklıların da teknik düzenlemeler ile aşılabileceği kabul edilmiştir.

Ayrıca Hukuk Genel Kurulunca, evli kadınların aile birliği adına kocalarının soyadını taşımak zorunda bırakılmalarının -önüne kendi kızlık soyadlarını ekleyebilseler de- nesnel ve makul bir nedeni olmadığını kabul edilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu, geleneksel kocanın soyadına dayalı aile ismi sisteminden, evli çiftlerin kendi soyadlarını kullanabilmelerine izin veren başka bir sisteme geçişin doğum, evlilik ve ölüm kayıtlarının tutulması konusunda yaratacağı sorunların önemini göz ardı etmemiştir. Ancak bireylerin seçtikleri isme göre, saygınlık ve itibarla yasamalarını sağlamak için toplumdan bir miktar sıkıntı çekmesini beklemek de makul olacaktır.

Bu nedenle yukarıda belirtilen ve ülkemizin de taraf olduğu uluslararası metinlerde aralarında soyadı seçiminin de bulunduğu birçok konuda cinsiyete dayalı ayrımcılığı yok etme yükümlülüğü dikkate alındığında aile birliğini ortak bir aile ismi aracılığıyla yansıtma amacı, cinsiyete dayalı farklı muamele için yeterli bir gerekçe oluşturmamaktadır. Dolayısıyla, söz konusu farklı muamele 8. maddeyle beraber düşünüldüğünde 14. maddeye aykırı olduğu açıktır.”

3. Evlenmeden Önceki Kızlık Soyadı Kullanımına İlişkin Dava

Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca 30.09.2015 tarihinde verilen bu karar uyarınca, davacının evlenmekle aldığı kocasının soyadının iptaline ve sadece kızlık soyadını kullanmasına izin verilmesine karar verilmiştir.

Evlendikten sonra eşin soyadını alma zorunluluğunun, eşitlik ilkesine ve Anayasa’ya aykırı olduğunu vurgulayan bu kararla, kadınların evlendikten sonra sadece kendi soyadlarını kullanabilmesi mümkün kılınmıştır.

Yalnızca evlenmeden önceki soyadlarını kullanmak isteyen kadınlar, aile mahkemesinde açacakları dava ile bu hakka kavuşabilirler.

4. Görevli ve Yetkili Mahkeme

Günümüzde, sadece bekârlık soyadını kullanmak isteyen kadın, yerleşim yerindeki Aile Mahkemesinde bu talep ile dava açabilir.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir